Prostat Hastalarının İki Büyük Endişesi Robotik Yöntemle Son Buluyor

Cerrahinin ulaştığı en ileri teknoloji olan “da Vinci” robotik cerrahi, vücutta ameliyat kesisi oluşturmadan konforlu bir iyileşme süreci sağlıyor ve hastanın yaşam kalitesini artırıyor. Memorial Ankara Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ali Fuat Atmaca, prostat kanserinde robotik cerrahi uygulamaları konusunda bilgi verdi.

 

 

Yaşlandıkça prostat sorunları ortaya çıkmaya başlıyor

Prostat, erkeklerde idrar kesesinin hemen altında bulunan ve idrar yolunun bu kısmını çevreleyen, başlıca işlevi üreme ile ilgili olan 18-20 gramlık bir salgı bezidir. Özellikle yaş ilerlemesi ile birlikte sorun yaratmaya başlayan prostatta iyi huylu büyümeler, kronik ya da akut prostatitler gibi iltihabi hastalıklar veya prostat kanseri gelişebilmektedir. Ailede, yani birinci derece yakınlarda prostat kanseri varlığının bulunması da bu riski önemli oranda yükseltmektedir. Ayrıca Afrika kökenli Amerikalılarda prostat kanserinin daha yaygın olduğu görülmektedir. Bununla birlikte tütün kullanımı, obezite ve ağırlıklı olarak hayvansal yağlarla beslenmenin de risk faktörü oluşturduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır.

 

 

Erken evrede belirti vermiyor!

Prostat kanseri maalesef çok ileri evrelere ulaşmadıkça belirti vermemekte ve bu belirtiler ağırlıklı olarak ileri dönemde ortaya çıkmaktadır. Prostat kanserinin erken dönem belirtilerini, çoğu zaman iyi huylu prostat büyümesinden ayırt etmek mümkün olmamaktadır. Ancak kanserin ileri dönemlerinde lokal ya da uzak yayılım görüldüğünde yani metastaz yaptığında, mesane çıkımının tıkanması nedeniyle idrar yapamama, böbrek kanallarının tıkanması ve kemik ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir.

 

 

Muayene ve PSA testi teşhis için büyük önem taşıyor

Prostat kanserinin tanısı, parmak ile rektal muayene ve kanda PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi sonrası yapılan biyopsi ile konulmaktadır. Yapılan tetkiklerde şüpheli sonuçların elde edilmesi en önemli bulgulardan biri olmakla beraber, mutlaka kanser bulunduğu anlamına gelmemektedir. Çünkü PSA kansere özgü değil, prostata özgü bir testtir. Bu değer prostatın iyi huylu büyümelerinde ya da iltihabi hastalıklarında da yükselebilmektedir. Parmakla rektal muayenede fark edilen sertlik ve düzensizlik gibi bulgular da prostat kanseri yönünden şüphe doğurmaktadır. Bulgular doğrultusunda hastalar için iki seçenek söz konusudur. Ya direkt ultrason eşliğinde prostat biyopsisi alınması ya da daha yeni bir teknik olan Multiparametrik Prostat MR’ı ile prostatın değerlendirilmesi ve “Füzyon Biyopsi” denilen yöntemle şüpheli alan veya alanlardan biyopsi yapılması gerekmektedir.

 

 

Robotik cerrahi hızla iyileştiriyor

Metastaz yapmamış yani uzak bölgelere yayılmamış lokalize prostat kanserinin en önemli tedavisi cerrahidir. Cerrahinin ise açık, laparoskopik ve robotik cerrahi olmak üzere üç farklı yöntemi bulunmaktadır. Duruma göre açık ya da laparoskopik ameliyatlar yapılırken, son yıllarda robotik cerrahi avantajlarından dolayı daha çok tercih edilmektedir.

 

 

Sinir ve damar hasarı riskini en aza indiriyor

Robotik cerrahi ile yapılan prostat ameliyatında, hasta karnında 5 adet küçük kesi açılmaktadır. Bu kesi bölgelerinde oluşturulan deliklere trokar olarak adlandırılan borucuklar takılmaktadır. Borucuklara robot kolları takılıp bu kollar içinden robotun kamerası ve cerrahi aletleri yerleştirilerek üç boyutlu, yüksek kalitede ve 10-20 kat büyütmeli olarak görüntü elde edilir. İleri derecede hareket kabiliyetine sahip olan robot kolları ile damar-sinir paketi adı verilen hem cinsel işlev bozukluğunu korumada hem de idrar kaçırmayı engelleme üzerinde etkisi gösterilmiş olan yapı korunarak, kanserli prostat çıkarılmaktadır. Böylece idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon kaybı riskinin de ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır.