Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri saatlik bayan

ctwpaa.org

Adana escort grup Alanya escort grup Anadolu yakası escort grup Ankara escort grup Antalya escort grup Ataköy escort grup Avcılar escort grup Avrupa yakası escort grup Bahçelievler escort grup Bahçeşehir escort grup Bakırköy escort grup Başiktaş escort grup Beylikdüzü escort grup Bodrum escort grup Bursa escort grup Denizli escort grup Diyarbakır escort grup Esenyurt escort grup Eskişehir escort grup Etiler escort grup Fatih escort grup Gazinatep escort grup Halkalı escort grup İstanbul escort grup İzmir escort grup İzmit escort grup Kadıköy escort grup Kayseri escort grup Kocaeli escort grup Konya escort grup Kurtköy escort grup Kuşadası escort grup Malatya escort grup Maltepe escort grup Mecidiyeköy escort grup Mersin escort grup Nişantaşı escort grup Pendik escort grup Muratpaşa escort grup Şirinevler escort grup Şişli escort grup Taksim escort grup, Ümraniye escort grup

“Üretmeyen bir Türkiye kalkınamaz”

Ekonomi 21.02.2017 - 20:29, Güncelleme: 17.09.2022 - 09:25 1821+ kez okundu.
 

“Üretmeyen bir Türkiye kalkınamaz”

MTSO yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut:"iş dünyası olarak sürekli ifade ettiğimiz bir şey var: “Artık kendi gerçek sorunlarımıza odaklanmalıyız”
Aşut;"İş dünyası olarak her sıkıntının içinde bir çıkış yolu bulmaya çalışan, umudunu asla kaybetmeyen bir camiayız. Ekonominin bir parçası iseniz, özellikle de küresel ekonominin ayrılmaz bir parçası iseniz, önünüzde dümdüz yollar, güzel otobanlar, güllük gülistanlık bahçeler olmadığını bilirsiniz. Bundan dolayı her sıkıntı karşısında hemen pes eden bir camia değildir iş camiası. Ancak, ekonomide bazı sıkıntılı dönemler vardır ki,  gerçekten tek başına mücadele yetmez. Her şeyin, birçok olumsuzluğun üst üste geldiği nadir dönemler vardır ki işte tam böyle bir geçiş dönemindeyiz. Geçiş diyorum çünkü her zamanki umut dolu felsefemizle el birliği ile bunu da aşacağımıza inanıyorum. Evet, üst üste gelen sıkıntılar derken bildiğiniz konuları bir kez daha hatırlatmak isterim. Dünya 2008-2009’da tarihin belki en büyük ve etkileri anlamında en uzun finans krizini yaşadı. Her büyük ekonomik kriz gibi bu krizin de sosyal ve siyasal sonuçlar doğurmaması beklenemezdi. Ve Amerika’da üretim durdu, işsizlik arttı. Ardından Avrupa Birliği’nde ekonomik krizler patladı. Bazı ülkeler neredeyse iflasını ilan etti. Küresel ekonomi daraldı. Yani, ülkelerin kazançları azaldı. Çin bile küçüldü. Çok geçmeden Arap Baharı ile beklenen toplumsal kaos patladı. Arap Baharı’na kadar Türkiye bu krize en çok dayanan ülke idi ve kendimizi iyi korumuştuk. Ancak, en büyük pazarlarımızın olduğu Orta Doğu, Körfez ülkeleri ve Kuzey Afrika’daki olumsuz gelişmeler bizi doğrudan etkiledi. İhracatımızı etkiledi, pazarlara ulaşımımızı etkiledi… Tüm bunların ardından Suriye’deki sorunun bir iç savaşa dönüşmesi ve mülteci akını ile sıkıntı bizim için daha da büyüdü. İstikrarsızlaşan bölgede oluşan örgütlerin yarattığı tehdit bize terör olarak yansıdı. Yani, ekonominin yanı sıra bir de toplumsal gerilimler ve huzursuzluklar buna eklendi. Bir dönem Rusya ile gerilen ortam. Ardından gelen 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü… Ve bunun devamı olan küresel güçlerin ekonomik spekülasyon ve manipülasyonlarla Türkiye ekonomisini yıkma teşebbüsleri. Döviz oyunları ve kredi derecelendirme kuruluşlarının emir ve talimatla verdikleri siyasi içerikli olumsuz notlar. Ve bu arada hala 2008 yılındaki ekonomik hacmi yakalayamayan bir dünya ekonomisi. İşte tüm bunlar arasında ayakta kalma mücadelesi veren bir iş dünyası. Her şeye rağmen üretmeye, istihdam etmeye ve ihracat yapmaya çalışan bir iş dünyası. “Üretmeyen bir Türkiye kalkınamaz” Ancak, iş dünyası olarak sürekli ifade ettiğimiz bir şey var: “Artık kendi gerçek sorunlarımıza odaklanmalıyız”. Özellikle Ticaret ve Sanayi Odaları gibi siyaset üstü kurumlar olarak bu sorunları gündem yapmaya devam etmeliyiz. Çünkü geleceğimiz, toplumsal refah ve huzurumuz buna bağlıdır. Nedir bu gerçek sorunlarımız? Ülkemizin birinci önceliği üretimdir. Doğal kaynak anlamında olağan üstü zenginliği olmayan ülkemizin tek zenginlik kaynağı üretmekten geçer. Üretmeyen bir Türkiye kalkınamaz. Ancak sadece üretmek yetmez. Katma değerli üretim yapmak gerekir. Bire imal edip ikiye satarak ve işin düşük teknolojili üretimle hamallığını yaparak bir yere varamayız. Yüksek teknolojili üretimi ekonomiye entegre etmek zorundayız. Ve eğer devletimiz bir destek verecekse bu konuda uzun vadeli bir destek stratejisini özel sektörle el ele hazırlamalıdır. Ekonomisi Küçük ve Orta Ölçekli KOBİ’lere dayanan Türkiye’nin dünyanın gelişmiş ülkelerinin yüksek teknolojili üretimine rakip olması tek başına sınırlı kaynakları olan KOBİ’lere bırakılamaz. “KOBİ’lerin Sanayi 4.0 Strateji Belgesi hazırlanmalıdır” Uzun vadeli bir yüksek teknolojili üretim ve KOBİ’lerin sanayi 4.0 Strateji Belgesi hazırlanmalıdır. İmalat sanayinin milli gelir içindeki payı azalmamalıdır. Üretimde rant yaratılmalı, sanayici müteahhit yapılmamalı, en zor oluşan girişimci profili olan sanayicilerin yok olmasına, sektörden çıkmasına izin verilmemelidir.  Çünkü üretim küçük zümrelere değil, büyük çoğunluklara refah getirir. İkinci en önemli sorunumuz ise İhracattır. Aylık 10 milyar dolar gibi bir sınırda takıldık kaldık. 500 milyar hedeften bu noktaya geldik. Nedenler çok. Yukarıda da vurguladık. Ama bu olumsuz nedenlerden dolayı pes mi edeceğiz? Üretmek önemli ama ürettiğini satmak daha önemli. Sanayi 4.0’ın vizyonu mutlaka ihracat sektöründe uygulanmalıdır. E-ihracat, e-ticaret, yeni pazarlara yeni modellerle gitmek… İhracat, cari açığın kapanması ve zenginlik demek. 2017 bence bir ihracat seferberliği yılı olmalıdır. Ama emir ve talimatla ihracat olmaz. Bunun alt yapısı, destek modeli özel sektörle iyi konuşulmalıdır. Özel sektörün dinamizmi iyi kullanılmalıdır. Üçüncü önemli konu ise sosyal huzur meselemiz olan İstihdamdır. Elbette bunun da temeli doğru mesleki eğitimdir. İnsanımızı ekonomimizin gerçek ihtiyaçlarına göre eğitmek, ara eleman, vasıflı insan kaynağı sorununu çözmek istihdamın temel çözümlerindendir. Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) projesi yeniden canlandırılmalıdır. Artı bir istihdam kampanyası çok önemlidir. İş dünyasına istihdam anlamında olağan üstü destekler verilmektedir. Öncelikle kayıt dışının veya sigortasız işçinin en çok bulunduğu sektörlerden başlayarak bu seferberliğe hepimiz destek olmak zorundayız. Günü kurtaran değil uzun vadeli politikalara ihtiyaç var diyoruz.  İstihdam anlamında ilk kez bu kadar uzun vadeli bir destek programı var. Bu hem çalışanlar hem de işveren için önemli bir fırsattır. Bunu anlatmaya ve iş dünyasını teşvik etmeye devam edeceğiz. Üretim, ihracat ve istihdam hem sorunumuz hem de derdimizin devasıdır. 2017’de bu üç konuya odaklanırsak hem refahı, hem sosyal huzuru yakalarız.
MTSO yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut:"iş dünyası olarak sürekli ifade ettiğimiz bir şey var: “Artık kendi gerçek sorunlarımıza odaklanmalıyız”

Aşut;"İş dünyası olarak her sıkıntının içinde bir çıkış yolu bulmaya çalışan, umudunu asla kaybetmeyen bir camiayız. Ekonominin bir parçası iseniz, özellikle de küresel ekonominin ayrılmaz bir parçası iseniz, önünüzde dümdüz yollar, güzel otobanlar, güllük gülistanlık bahçeler olmadığını bilirsiniz. Bundan dolayı her sıkıntı karşısında hemen pes eden bir camia değildir iş camiası. Ancak, ekonomide bazı sıkıntılı dönemler vardır ki,  gerçekten tek başına mücadele yetmez. Her şeyin, birçok olumsuzluğun üst üste geldiği nadir dönemler vardır ki işte tam böyle bir geçiş dönemindeyiz. Geçiş diyorum çünkü her zamanki umut dolu felsefemizle el birliği ile bunu da aşacağımıza inanıyorum.

Evet, üst üste gelen sıkıntılar derken bildiğiniz konuları bir kez daha hatırlatmak isterim. Dünya 2008-2009’da tarihin belki en büyük ve etkileri anlamında en uzun finans krizini yaşadı. Her büyük ekonomik kriz gibi bu krizin de sosyal ve siyasal sonuçlar doğurmaması beklenemezdi. Ve Amerika’da üretim durdu, işsizlik arttı. Ardından Avrupa Birliği’nde ekonomik krizler patladı. Bazı ülkeler neredeyse iflasını ilan etti. Küresel ekonomi daraldı. Yani, ülkelerin kazançları azaldı. Çin bile küçüldü. Çok geçmeden Arap Baharı ile beklenen toplumsal kaos patladı. Arap Baharı’na kadar Türkiye bu krize en çok dayanan ülke idi ve kendimizi iyi korumuştuk. Ancak, en büyük pazarlarımızın olduğu Orta Doğu, Körfez ülkeleri ve Kuzey Afrika’daki olumsuz gelişmeler bizi doğrudan etkiledi.

İhracatımızı etkiledi, pazarlara ulaşımımızı etkiledi… Tüm bunların ardından Suriye’deki sorunun bir iç savaşa dönüşmesi ve mülteci akını ile sıkıntı bizim için daha da büyüdü. İstikrarsızlaşan bölgede oluşan örgütlerin yarattığı tehdit bize terör olarak yansıdı. Yani, ekonominin yanı sıra bir de toplumsal gerilimler ve huzursuzluklar buna eklendi. Bir dönem Rusya ile gerilen ortam. Ardından gelen 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü… Ve bunun devamı olan küresel güçlerin ekonomik spekülasyon ve manipülasyonlarla Türkiye ekonomisini yıkma teşebbüsleri. Döviz oyunları ve kredi derecelendirme kuruluşlarının emir ve talimatla verdikleri siyasi içerikli olumsuz notlar. Ve bu arada hala 2008 yılındaki ekonomik hacmi yakalayamayan bir dünya ekonomisi. İşte tüm bunlar arasında ayakta kalma mücadelesi veren bir iş dünyası. Her şeye rağmen üretmeye, istihdam etmeye ve ihracat yapmaya çalışan bir iş dünyası.

“Üretmeyen bir Türkiye kalkınamaz”

Ancak, iş dünyası olarak sürekli ifade ettiğimiz bir şey var: “Artık kendi gerçek sorunlarımıza odaklanmalıyız”. Özellikle Ticaret ve Sanayi Odaları gibi siyaset üstü kurumlar olarak bu sorunları gündem yapmaya devam etmeliyiz. Çünkü geleceğimiz, toplumsal refah ve huzurumuz buna bağlıdır.

Nedir bu gerçek sorunlarımız? Ülkemizin birinci önceliği üretimdir. Doğal kaynak anlamında olağan üstü zenginliği olmayan ülkemizin tek zenginlik kaynağı üretmekten geçer. Üretmeyen bir Türkiye kalkınamaz. Ancak sadece üretmek yetmez. Katma değerli üretim yapmak gerekir. Bire imal edip ikiye satarak ve işin düşük teknolojili üretimle hamallığını yaparak bir yere varamayız. Yüksek teknolojili üretimi ekonomiye entegre etmek zorundayız. Ve eğer devletimiz bir destek verecekse bu konuda uzun vadeli bir destek stratejisini özel sektörle el ele hazırlamalıdır. Ekonomisi Küçük ve Orta Ölçekli KOBİ’lere dayanan Türkiye’nin dünyanın gelişmiş ülkelerinin yüksek teknolojili üretimine rakip olması tek başına sınırlı kaynakları olan KOBİ’lere bırakılamaz.

“KOBİ’lerin Sanayi 4.0 Strateji Belgesi hazırlanmalıdır”

Uzun vadeli bir yüksek teknolojili üretim ve KOBİ’lerin sanayi 4.0 Strateji Belgesi hazırlanmalıdır. İmalat sanayinin milli gelir içindeki payı azalmamalıdır. Üretimde rant yaratılmalı, sanayici müteahhit yapılmamalı, en zor oluşan girişimci profili olan sanayicilerin yok olmasına, sektörden çıkmasına izin verilmemelidir.  Çünkü üretim küçük zümrelere değil, büyük çoğunluklara refah getirir.

İkinci en önemli sorunumuz ise İhracattır. Aylık 10 milyar dolar gibi bir sınırda takıldık kaldık. 500 milyar hedeften bu noktaya geldik. Nedenler çok. Yukarıda da vurguladık. Ama bu olumsuz nedenlerden dolayı pes mi edeceğiz? Üretmek önemli ama ürettiğini satmak daha önemli. Sanayi 4.0’ın vizyonu mutlaka ihracat sektöründe uygulanmalıdır. E-ihracat, e-ticaret, yeni pazarlara yeni modellerle gitmek… İhracat, cari açığın kapanması ve zenginlik demek. 2017 bence bir ihracat seferberliği yılı olmalıdır. Ama emir ve talimatla ihracat olmaz. Bunun alt yapısı, destek modeli özel sektörle iyi konuşulmalıdır. Özel sektörün dinamizmi iyi kullanılmalıdır.

Üçüncü önemli konu ise sosyal huzur meselemiz olan İstihdamdır. Elbette bunun da temeli doğru mesleki eğitimdir. İnsanımızı ekonomimizin gerçek ihtiyaçlarına göre eğitmek, ara eleman, vasıflı insan kaynağı sorununu çözmek istihdamın temel çözümlerindendir. Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) projesi yeniden canlandırılmalıdır. Artı bir istihdam kampanyası çok önemlidir. İş dünyasına istihdam anlamında olağan üstü destekler verilmektedir. Öncelikle kayıt dışının veya sigortasız işçinin en çok bulunduğu sektörlerden başlayarak bu seferberliğe hepimiz destek olmak zorundayız. Günü kurtaran değil uzun vadeli politikalara ihtiyaç var diyoruz.  İstihdam anlamında ilk kez bu kadar uzun vadeli bir destek programı var. Bu hem çalışanlar hem de işveren için önemli bir fırsattır. Bunu anlatmaya ve iş dünyasını teşvik etmeye devam edeceğiz. Üretim, ihracat ve istihdam hem sorunumuz hem de derdimizin devasıdır. 2017’de bu üç konuya odaklanırsak hem refahı, hem sosyal huzuru yakalarız.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habermeclisi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana Escort Çukurova Escort Seyhan Escort Ankara Escort Mamak Escort Etimesgut Escort Polatlı Escort Pursaklar Escort Haymana Escort Çankaya Escort Keçiören Escort Sincan Escort Antalya Escort Kumluca Escort Konyaaltı Escort Manavgat Escort Muratpaşa Escort Kaş Escort Alanya Escort Kemer Escort Bursa Escort Eskişehir Escort Gaziantep Escort Şahinbey Escort Nizip Escort Şehitkamil Escort İstanbul Escort Merter Escort Nişantaşı Escort Şerifali Escort Maltepe Escort Sancaktepe Escort Eyüpsultan Escort Şişli Escort Kayaşehir Escort Büyükçekmece Escort Beşiktaş Escort Mecidiyeköy Escort Zeytinburnu Escort Sarıyer Escort Bayrampaşa Escort Fulya Escort Beyoğlu Escort Başakşehir Escort Tuzla Escort Beylikdüzü Escort Pendik Escort Bağcılar Escort Ümraniye Escort Üsküdar Escort Esenyurt Escort Küçükçekmece Escort Esenler Escort Güngören Escort Kurtköy Escort Bahçelievler Escort Sultanbeyli Escort Ataşehir Escort Kağıthane Escort Fatih Escort Çekmeköy Escort Çatalca Escort Bakırköy Escort Kadıköy Escort Avcılar Escort Beykoz Escort Kartal Escort İzmir Escort Balçova Escort Konak Escort Bayraklı Escort Buca Escort Çiğli Escort Gaziemir Escort Bergama Escort Karşıyaka Escort Urla Escort Bornova Escort Çeşme Escort Kayseri Escort Kocaeli Escort Gebze Escort İzmit Escort Malatya Escort Manisa Escort Mersin Escort Yenişehir Escort Mezitli Escort Erdemli Escort Silifke Escort Akdeniz Escort Anamur Escort Muğla Escort Bodrum Escort Milas Escort Dalaman Escort Marmaris Escort Fethiye Escort Datça Escort Samsun Escort Atakum Escort İlkadım Escort Adıyaman Escort Afyonkarahisar Escort Ağrı Escort Aksaray Escort Amasya Escort Ardahan Escort Artvin Escort Aydın Escort Balıkesir Escort Bartın Escort Batman Escort Bayburt Escort Bilecik Escort Bingöl Escort Bitlis Escort Bolu Escort Burdur Escort Çanakkale Escort Çankırı Escort Çorum Escort Denizli Escort Diyarbakır Escort Düzce Escort Edirne Escort Elazığ Escort Erzincan Escort Erzurum Escort Giresun Escort Gümüşhane Escort Hakkari Escort Hatay Escort Iğdır Escort Isparta Escort Kahramanmaraş Escort Karabük Escort Karaman Escort Kars Escort Kastamonu Escort Kırıkkale Escort Kırklareli Escort Kırşehir Escort Kilis Escort Konya Escort Kütahya Escort Mardin Escort Muş Escort Nevşehir Escort Niğde Escort Ordu Escort Osmaniye Escort Rize Escort Sakarya Escort Siirt Escort Sinop Escort Sivas Escort Şanlıurfa Escort Şırnak Escort Tekirdağ Escort Tokat Escort Trabzon Escort Tunceli Escort Uşak Escort Van Escort Yalova Escort Yozgat Escort Zonguldak Escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.